Boş zamanlarda hızlıca tüketebileceğiniz dizi mi arıyorsunuz? Artık aramanıza gerek yok biz sizin için hazırladık. İyi okumalar..
Mare of Easttown
Pennsylvania’nın küçük bir kasabasında dedektif olan Mare, yerel bir gizemli cinayeti araştırmak için kolları sıvar. Cinayetin yanı sıra başrol karakterimiz bir yandan depresif hayatıyla başa çıkmaya çalışırken bir yandan da ailesini bir arada tutmaya çalışır. Dedektif/cinayet konulu yapımlar çoğunlukla bilindik bir düzlemde ilerler. Dizinin atmosferi aşırı derecede depresif olsa bile konusunun işleyişi bakımında asla sıkmıyor. Bunun sebeplerinden biri de dizideki her karakter birbirine en ince ayrıntısına kadar ustalıkla bağlanmış olması. Bu da sonuç olarak en kurgusunun başarılı olduğunu gösteriyor. Kadroya gelecek olursak Kate Winslet, Evan Peters ve Guy Pearce gibi adından söz ettirmiş oyuncular bulunuyor. Kate Winslet oynamamış, yaşamış demek bile yanlış olmaz. Evan Peters’ı diğer rollerinin aksine sade bir polis olarak karşımıza çıkması biraz memnun edici. Çünkü böyle basit bir rolle bile izleyiciyi kendine bağlamayı başarıyor. Yan roller de kendi içinde başarılı. Dizinin 13 tane ödülü var. 4’ü Emmy’e ait.
Chapelwaite
Stephen King’in Jerusalem’s Lot hikayesinden uyarlanma olan 10 bölümlük bir mini dizi. Konusuna gelecek olursak Charles Boone, 3 çocuğu ile birlikte denizde yaşarken nesiller boyunca ailesine ait olan evin kendisine miras kaldığını öğrenir. Bu sırada eşinin vefat etmesinin üzüntüsünü yaşar. Karaya çıkıp çocuklarıyla yeni bir hayata başlamak herkes için iyi olacağını düşünür. Tabii her şey bu kadar kolay olmayacaktır. Kasaba yerlilerinin ailesine olan nefretini ortadan kaldırmaya çalışırken bir yandan da yaklaşan kötülüğü durdurmaya çalışacaktır. Korku/Gizem/Gerilim türündedir. Adrian Brody’i ve korku sevenlerin kaçırmayacağı türden bir yapım.
Banshee
Bir zamanlar ülkenin en ünlü yer alan mücevher hırsızlarından biri olan Lucas Hood (Antony Starr) hapishaneden yeni çıkmıştır. Ardından hapishaneye düşmesine sebep olan eski ortağının peşine düşer. Fakat aradan 15 yıl geçmiştir ve Anna olarak tanıdığı kadın artık Carrie ismini kullanan saygın bir emlakçıdır. Pırlantaların peşine düşen Lucas, kasabaya yeni şerif ile aynı anda gelir. Barda yaşanan olaydan dolayı ana kahramanımız artık Şerif Lucas Hood olacaktır. Kasabaya da kendisini öyle tanıtır. Hatırlatmakta fayda var. Banshee korkunç derecede kanunsuz bir kasabadır. Hood’da hemen bu durumu benimseyecektir. Ancak bir yerlerde Bay Tavşan ismiyle tanınan bir patron daha vardır. Bu kişi 15 sene önce pırlantalarını çalan ikiliyi aramaktadır. Aksiyon severlerin kaçırmayacağı olan Banshee 4 sezon 38 bölümdür. Başrolümüz Homelander rolüyle oyunculuğuna hayran bırakan Antony Starr’dır.
Your Honor
Michael Desiato (Bryan Cranston) New Orleans’ın yargıçlarından birisidir. Karısını kaybedeli 1 yıl olmuştur. Ölüm yıl dönümünde oğlu olan Adam annesinin hayatını kaybettiği yere gider. Dönüşte ise herkesin hayatını değiştirecek bir kaza gerçekleşir. Adam, trafik kazasına sebep olur. Ölüm şeklinin sertliği kesilmeden direkt izleyiciye aktarılıyor. Sonrasında Adam, babasına kazandan bahseder. Soluğu polis merkezinde aldıklarında öldürülen kişinin mafyanın oğlu olduğunu öğrenirler. Teslim olmaktan vazgeçtikten sonra olaylar başlamaya başlar. Michael karakterini biraz Walter White ile bağdaştırmak mümkün. Kıvrak zekasını yine hayran şekilde izliyoruz ve evladından da pek bir hayır görmüyor. Orijinali İsrail yapımı olan Your Honor’un yeniden uyarlaması da izlemeye değer. 2. sezonunun da onayı alındı.
Sharp Objects
Psikolojik/Gerilim türünde olan Sharp Objects, Gillian Flynn’in aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Kasabasında öldürülen iki genç kızın hikayesiyle birlikte kendi geçmişini de çözmeye çalışan Camille Preaker isimli muhabirin yaşadıklarını ele alıyor. Uzun zamandır görmediği annesi ve üvey kız kardeşi ile bir araya gelen Camille’nin bir cinayeti çözmek için kendi geçmişinden yararlanmasının ardından işler iyice sarpa sarar. Dizinin başrolünü ise hepimizin hayran olduğu Amy Adams üstleniyor. İlk başta biraz ağır ilerliyor gelse bile daha sonra sizi içine çekecektir. Dizi tek sezon olup 8 bölümdür.
The Tudors
VIII Henry’nin hayatı dahil olmak üzere iktidar dönemi, çalkantılı altı evliliğini, İngiltere Kilise Reformunu ve olaylarla dolu İngiltere sarayını anlatmaktadır. Tarih dizisi olduğundan dolayı haliyle entrika ve kaos bolca bulunmaktadır. Savaş sahneleri izlemek isteyenler bu dizide aradığını bulamayacaktır. Günümüze kadar adından söz ettirmeye başaran Anne Boleyn’in hayatını da izleme şansını elde ediyoruz. Dizide bolca tanıdık isim de var. Jonathan Rhys Meyers, Henry Cavill, Natalie Dormer ve Sam Neill. Dizi toplamda 38 bölümden oluşmaktadır.
Peacemaker
Suicide Squad filmiyle hayatımıza giren Peacemaker, ilk başta gereksiz bir dizi gözükse bile bölümleri izledikçe insanda beğenme hissi oluşturuyor. Konu açısından farklı bir şey vaat etmiyor. Dünyadaki kötülüğü yine bir avuç kişi kurtarmaya çalışıyor. Fakat süperkahraman yapımları içinde The Boys’dan sonraki açlığımızı çok rahat gideriyor. Genel izleyiciye (yani çocuklar) hitap etmediği için senaryo bağlamında kendi içinde tutarlı oluyor. Aksiyonu ve kanlı oluşu izleyiciyi gayet tatmin ediyor. Müzik seçimlerinin başarılı olması sahnelerin etkisini daha fazla kılıyor. John Cena’nın kazık oyunculuğu bile diziye artı puan getiriyor. DC evreninden bol bol referans görmek insanın yüzünde gülümseme bıraktırıyor.